M. Emin KULAKOĞLU ile Doğa Koşullarına Uygun Yapılar Üzerine

Mehmet Emin KULAKOĞLU Blog

Mehmet Emin KULAKOĞLU Blog

Mehmet Emin KULAKOĞLU Blog

İnsanoğlu tarih boyunca çevresine, yaşam alanına hükmetmeye çalışıp, onu tasarlama çabası içinde olmuştur. Özellikle inşaat mühendisliğinin temel uğraşısının tabiat güçleri ile girilen sonu gelmez bir savaş olduğu görülmektedir. Devasa barajlar, göğe değecekmiş gibi duran gökdelenler, dağları kavuşturan köprüler… Gerçekte olan ise başkadır. Başka olmalıdır da. Çünkü tabiatla girilen her savaş kaybedilmeye mahkumdur. Doğa ve arazi koşullarına uygun yapılar hem ülke ekonomisine hem de sürdürülebilir yaşam alanlarının oluşmasına önemli katkıları olacaktır.Esasen bir İnşaat mühendisi olarak öğrendiğim ve deneyimlediğim en önemli şey tabiatın güçleri ile savaşılamayacağıdır. Tabiat savaşılamayacak kadar güçlüdür. Bir nebze durdursanız dahi sürdürülebilir bir çözüm bulamazsınız. Yapılması gereken ise onun dümen suyuna gitmek, abiyane tabir ile “oluruna bakmak”tır. Örneğin tarıma elverişli arazilerin yapılaşmaya açılmaması, bunu yerine yapılacak titiz jeolojik çalışmalar ile uygun zeminlere yapıların inşa edilmesi en yaygın bilinen ve kabul gören çözümlerdendir. Yada yapılacak yapının arazinin özelliklerine göz önüne alınarak en uygun kısmına konumlandırılması; böylece yapılacak kazı/dolgu miktarını en aza indirilerek tabiat güçlerine karşı beyhude bir savaşa girilmemiş olacaktır. Doğa ve arazi koşullarına uygun yapılar hem ülke ekonomisine hem de sürdürülebilir yaşam alanlarının oluşmasına önemli katkıları olacaktır.


Mehmet Emin KULAKOĞLU


İnşaat Müh.